Yaz tatilini kısa süreli olarak geçirdiğimiz Bodrum'un Gündoğan beldesinde, gündüz denize girmek, kitap okumak, akşam ise deniz kenarındaki restoranlarda yemek yemek harikaydı. Tatil o kadar kısa sürdü ki, kış mevsiminin dolu dolu geçen yoğunluğundan sonra yetmedi diyebilirim.
Gündoğan'da kaldığımız oteli, daha doğrusu otelde yediğimiz yemekleri birkaç yazı önce detaylarıyla anlatmıştım (Bakınız: Via Farilya Hotel). Akşam yemeklerini ise genelde dışarıda, deniz kenarında yemeyi tercih ettik.
İşte Deniz'im Cafe ve Restaurant da bu mekanlardan biri. Hatta yemeklerin tadı öyle güzeldi ki tadı damağımızda kaldı desem yalan olmaz.
Deniz'im Cafe ve Restaurant tam bir sahil kasabası lokantalarından. Hani yerleşimi, döşenişi açısından salaş diyebileceğimiz yerlerden. Öyle şık şık masa örtüleri, kristal bardaklar falan yok. Ama o kadar samimi ve o kadar rahat ki, zaten diğer türlüsünde rahatsız olabilirdik.
4 arkadaş restaurantın iskele tahtaları üzerine kurulmuş sofralarından birine yayıldık. Denizin tam kenarı desem yanlış olmaz. Çünkü masadan ayağımı hafifçe aşağıya meyilli uzatınca, denize değebiliyordum. İskele tahtalarının üzerine gündüzleri şezlong konuluyor ve böylece denize girmek de mümkün olabiliyor. Bu arada şezlong kullanımı ücretsiz, yani dilediğiniz gibi denize girip acıktığınızda ise, restaurantın iç kısmındaki masalarına oturarak yemek yiyebilirsiniz.
Oturur oturmaz garson tüm güler yüzüyle gelip siparişlerimizi sordu. Siparişlerimizi verdikten sonra bize dönüp "yemeklerin hazırlanması için biraz bekleteceğim. Çünkü burada her şey taze taze yapılır, bu nedenle de yemekte acele edilmez" dedi. Zaten biz de tatilde olduğumuzdan ve zamanla ilgili bir sıkıntı yaşamadığımızdan seve seve kabul ettik.
Burada yayınladığım yemeklerin hepsini bir akşamda yemedik. Ama yazının bölünmemesi açısından hepsini birden yayınlıyorum.
Siparişlerimiz ve lezzetlerine gelince...
Başlangıç olarak soframıza patlıcan salatası istedik. Patlıcanın o nefis köz kokusunun hafifçe burnumuza gelmesinden, ateşte közlendiğini söyleyebilirim. Zaten en güzeli patlıcanı kömür ateşinde közlemek. Patlıcanın yanında sunulan közlenmiş kırmızı biberler de aynı şekilde lezzetliydi. Sarımsaklar ise iri parçalar halinde konulmuştu, zaten resimde de parçalarını net olarak görebilirsiniz. Bu şekilde midede hazmı biraz zor gerçekleşiyor ve rahatsız ediyor, keşke tuzda iyice döverek karıştırsalarmış. Limon ve zeytinyağı oranını ise çok beğendim (Bakınız: Patlıcan Salatası).
Başlangıç atıştırmalıklarımızdan bir diğeri peynirli sigara böreğiydi. Benim lor peynirle çok aram yoktur. Sadece kahvaltıda üzerine çeşitli baharatlar ve zeytinyağı gezdirdiğimde yemeyi severim. Börek içinde ise, çok hoşuma gitmiyor. Sigara böreğinin çıtır çıtır olması ve taze kızarması dolayısıyla çok beğendim. Yağının da temiz kullanıldığını söyleyebilirim. Sadece içinde lor olması çok hoşuma gitmedi ama bu konu tamamen zevke bağlı.
Masamızın tam ortasında yer alan bir başka yiyecek ise çoban salataydı. Tek kelimeyle bayıldım. Zaten bu yörenin sebzelerinin tadı gerçekten bir başka oluyor. Sanırım bol güneş alabildiklerinden tüm sebzelerin mis gibi kokusu var. Çoban salatamız taze sebzelerden harika bir şekilde yapılmıştı. Zeytinyağı ve limonu ekstra getirdiler. Bu yöntemi seviyorum, çünkü böylelikle zevkinize göre soslandırabiliyorsunuz.
Yediğim yiyeceklerden bir tanesi sarımsaklı ve tereyağlı karidesdi. Muhteşemdi!!! Hele tereyağına da şöööyle taze ekmeğimi bandırdığımda, ağzıma bir lokma da karides atarak bir lezzet bombası yarattım ki, gerisini siz düşünün :o) Porsiyon doyurucuydu ama tadını öyle beğendim ki daha olsa yerdim. Kullandıkları tereyağının mis gibi kokusu güveçin içinden buram buram geliyordu. Sarımsak ve karidesin kendine has hafif deniz kokulu tadı da birleşince, kaynar güveçe rağmen hızlıca bitirdim.
Bir arkadaşım meşhur çökertme kebabından aldı. Zaten ikinci bir akşam daha Deniz'im Cafe ve Restaurant'a geldiğimizde yine aynı kebabı istedi. Sanırım kullandıkları etten, kebabı harika yapmışlar. Et lokum gibiydi. Patatesler rendelenerek kızartılmıştı. Ben bu tarifte patatesleri kibrit çöpü inceliğinde doğrayarak kızartmayı tercih ediyorum, çünkü rende patates çok yağ çekiyor. Ama buna rağmen arkadaşım patateslerine de bayıldı. Üzerine ise pul biberli tereyağı gezdirmişler. Orijinal tarifinde üzerindeki pul biberli yağ değil, domates sos. Ama pul biberli tereyağının da çok yakıştığını söyleyebilirim (Bakınız: Çökertme Kebabı)
Yanımda oturan arkadaşım ise güveçte acılı ve sarımsaklı mezgit fileto yedi. Yerken sürekli şöyle diyordu "Ay nolur bir tadın, bir tadın harika valla böyle bir şey yemedim ben"... Bu yorumdan da anlayacağınız gibi acılı ve sarımsaklı mezgit filetoyu nefis yapmışlar. Balık tam kıvamında pişmiş ve kurumamıştı. Acı oranı ise hem bana, hem de arkadaşıma az geldi. Ama belirteyim bizler normalden daha fazla acı yiyen insanlarız, bu nedenle sorun yemekte değil bizdeydi :o) Benim yediğim karidesle arkadaşımın yemeği harika bir uyum sergiliyorlardı.
Masadaki bir diğer arkadaşım ise tavuk güveç sipariş etti. Güveçte pişen yemeklerin tadı kesinlikle çok daha farklı oluyor. Toprak kapla gıdaların lezzetleri karıştığında harika bir denge oluşturuyorlar. Ayrıca sunumların da güveç kaplarda yapılması çok hoş. Tavuk güveç oldukça başarılıydı. Tavuklar sulu suluydu ve hiç kurumamıştı. Sebze miktarı ise çok iyi ayarlanmıştı. Üzerine konan bol kaşar peynirini çeke çeke uzatarak yemek ise ayrı bir keyifti. Güveçten tattım ama yine de arkadaşımın fikrini de sordum: "Bayıldım, harika yapmışlar!" dedi.
Deniz'im Cafe ve Restaurant'a geldiğimiz bir başka gün yukarıda sunduğum yemeklerden farklı olarak 2 çeşit daha yedik. Bir tanesi tavuk şiş ızgaraydı. Çok başarılı yapmışlardı. Buranın aşçısının tüm et yemeklerini çok başarılı yaptığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Patates kızartması ise çıtır çıtırdı ve taze kızartılmıştı. Yanında sunulan çoban salatanın ise soğan miktarını biraz fazla buldum.
Bahsedeceğim son yemek ise acılı ve mantarlı tavuk. Açıkçası sos miktarını çok fazla buldum. Hatta tavuk tadını tamamen öldürmüştü. Bu nedenle sadece tadıp bıraktım, gerisini yiyemedim. Gerçi sosu çok lezzetliydi ve bir arkadaşım hepsini bayıla bayıla bitirdi ama bana sadece sos yiyiyormuşum gibi geldiğinden aynı memnuniyeti duyamadım.
Deniz'im Cafe ve Restaurant'ta fiyatlar da çok uygun. Gündoğan'a gelecek olursam mutlaka bu mekanda tekrar yemek yemek isterim. Daha denemediğim bir sürü yemekleri var, menü öyle dolu ki anlatamam. Bu arada bu kadar çok seçenekli menüyü başarıyla yapabilmek de takdir edilecek bir durum.
Mekan hakkında son söyleyeceğim ise, öyle çıstak çıstak müzikler çalmıyor ki bence en iyisi. Çünkü yan taraflarındaki mekanlardan karmakarışık müzik sesleri yeterince geliyor. Zaten bize servis yapan kişi de bu tür gürültü kirliliğinden oldukça rahatsızdı.
Deniz'im Cafe ve Restaurant'a gitmek isterseniz kesinlikle gözü kapalı tavsiye ederim. Çok lezzetli yemeklerin yanında, içinizi saran samimi bir atmosfer içinde bulunacaksınız.
Keyifli günler dilerim :o)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder