19 Temmuz 2014 Cumartesi

NAMLI ŞARKÜTERİ - CAFE - RESTAURANT (EMİNÖNÜ - İSTANBUL)


Canım annemle beraber alışveriş yapmak için Eminönü'ndeki Mısır Çarşısı ve Kapalı Çarşı'da soluğu aldık. Baharat, zeytin gibi gıdaları buradan almayı her zaman tercih ediyorum. Belki o güzel büyülü havasındandır bilemiyorum ama Mısır Çarşısı'ndan aldığım baharatların tadı sanki bir başka oluyor. Ayrıca çarşı içindeki görsel şölene de tek kelimeyle bayılıyorum. Sanki ülkemizin bütün zenginlikleri o çarşının içine sığmış gibi geliyor. Üstelik turistlerin de bulunması çarşıyı uluslararası bir hale getiriyor.



İşte bu güzellikler içinde canım annemle sohbet ede ede dolaşıp alışverişimizi yaparken, öğleyin karnımız acıktı. Hem bütçe dostu, hem de lezzetli yemekleri olan bir mekan tercih ettik: Namlı Şarküteri Cafe ve Restaurant.

Mekan aslında dışarıdan sadece şarküteriymiş gibi duruyor. Hatta tek başıma olsam şarküteri olduğunu düşünerek yemek yemek için içeriye girmem. Ancak annem daha önce bir arkadaşıyla gelmiş ve çok beğenmiş. Bu nedenle burayı gönül rahatlığıyla seçtik.

Namlı Şarküteri Cafe ve Restaurant, Mısır Çarşısı'nın çıkışında sağa döndükten birkaç metre sonra sağınızda bulunuyor. Böylece bu mekana gelmek için güzelim Mısır Çarşısı'ndan da geçmiş oluyorsunuz :o)

Mekanın alt katı olduğu gibi şarküteri... Zeytin çeşitlerinden tutun da mezelik ürünlere, peynirlere ve tabi ki en meşhuru pastırmaya kadar binbir çeşit ürün bulabiliyorsunuz. Mekanın içine girdikten sonra aklıma geldi, bir arkadaşım bahsetmişti. Oğlu yurt dışında okuyor ama ne zaman Türkiye'ye gelse sadece bu mekandan pastırma alıp yiyiyormuş. Gerçekten de buranın pastırması çok özel.

Kapıdan girer girmez büyük bir pastırmanın ince ince doğranışını izlerken, büfenin içerisinde yer alan mezeler beni büyüledi. Öyle çok meze çeşidi var ki, insan almaya kalksa karar vermesi sanırım bir müddet sürer :o)


Şarküteri bölümünde oyalanmayarak bir üst kattaki cafe ve restaurant bölümüne çıktık. Restaurant bölümünde sunulan yemeklerin de çeşit ve güzellik olarak mezelerden farkı yoktu.

Namlı Restaurant self servis dediğimiz, kişinin kendisinin yemek aldığı bir mekan. Ben bu sistemi seviyorum, böylelikle yemekleri görerek alma şansınız oluyor.

Anne - kız olduğumuzdan sanırım bilemiyorum, sanki kararlaştırmış gibi ikimiz de aynı yemekte karar kıldık. Pilav üstü bamya ve zeytinyağlı enginar.

Porsiyonlar o kadar büyüktü ki zeytinyağlı enginarı bir tane alıp paylaşmaya karar verdik.

Pilav da, bamya da nefisti. Pilavı tane tane pişirmişler, ayrıca yağ oranını da çok beğendim. Bamya ise kesinlikle parçalanmadan zeytinyağı tam kararında yapılmış. Eh zaten iki yemeğin birleşimine bayılan biri olarak tabağımı sildim süpürdüm diyebilirim :o)


Zeytinyağlı enginarı çok beğendim. Bana göre sadece garnitür fazla doluydu  ve enginar ortasında çok küçük ve az kalmıştı. Garnitürün de hakkını vermek lazım gerçekten çok çeşitliydi ve tüm sebzeler, ayrı pişme süreleri olmalarına rağmen tam kıvamındaydı. Ayrıca yemeğin şeker ve tuz oranını da çok beğendim.


Bence bu mekanın en büyük sorunu pencere olmaması. Biz gittiğimizde hava çok sıcaktı ve mekanda klima iyi soğutmasına rağmen, pencere yokken sanki havasız gibi geliyordu. Ama bu kadar kusur kadı kızında da olur diyerek hesabı ödedik. Yemek gerçekten çok ucuzdu, eğer bütçe dostu bir yer arıyorsanız buraya uğramanızı tavsiye ederim.

Çıkışta şarküteri kısmından kocaman kocaman yeşil zeytinlerden de aldım. Ayrıca Namlı Şarküteri ününe sadık kalarak bizlere birer küçük parça pastırma da ikram ettiler. Bu sunumlarını çok beğendiğimi söyleyeyim ve evet itiraf ediyor yediğim en güzel pastırmalardandı.

Güzel günler dileğiyle :o)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder