Dergi niteliğinde hazırladığım bloğumda yemek tariflerinden restaurant yorumlarına, ev yapımı güzellik ürünlerinden kocakarı yöntemlerine ve çeşitli konular içeren kişisel yazılara kadar birçok konuyu bulabilirsiniz. Tüm tarifleri evimde uygulayıp fotoğrafını çektiğimi de belirteyim :o) Kayıt olmadan yorum yapmayı arzu ederseniz, yorum bölümündeki yorumlama biçimini "anonim" olarak seçebilirsiniz. İyi eğlenceler :o)
13 Haziran 2014 Cuma
TUZ ÇEŞİTLERİ VE ÖZELLİKLERİ: DENİZ TUZU
Tuz çeşitlerinin özelliklerinin açıklamaya devam ettiğim yazı dizisinin ikinci bölümünde deniz tuzunu ele alıyorum.
Deniz veya kaya tuzu satın alacağım zaman iri parçalı olanlarından tercih ederim. Bunun sebebi ne yazık ki toz halindeki üretimi yapılırken, içine kimyasal madde katılması korkum. Tabi ki bunu her firma yapacak demiyorum, ancak piyasada o kadar çok hileli, kimyasal maddeli ve sağlığa zararlı gıda satılıyor ki, güvenimi bir türlü oluşturamıyorum. Bu nedenle en güzeli iri parçalı olanlardan alıp, evinizde öğütmek. Bildiğiniz gibi artık sofra tuzlukları da öğütücü özelliğe sahip olabiliyor. Sadece bunlardan bir tane edinmeniz yeterli.
Deniz tuzunun özellikleri ise şöyle:
Deniz tuzu bundan 2000 sene önce nasıl toplanıyor ise, hala aynı şekilde toplanmaktadır. Tarama yöntemi ile elde edilen tuz, güneşin altına yayılarak kurumaya bırakılır. Kuruyan tuz, hiçbir işleme maruz kalmaksızın paketlenir.
Pakette beklese de doğallığından hiçbir şey kaybetmeyen deniz tuzu, bu şekilde, içerisindeki 90 adet minerali muhafaza edebilir ve sofralarımıza kadar gelir.
Tuz içerisinde yer alan kalsiyum, magnezyum, potasyum ile tuzun ana maddeleri olan sodyum ve klorür de dahil olmak üzere 90 mineral, bünyelerinde bulundurdukları nem ve gri renkleri ile birlikte, insan vücuduna alındığında, tükürükle derhal sindirime geçer. Vücut bu tuzu ne şekilde kullanması gerektiğini çok iyi bilir . (Dünkü yazımda yazdığım gibi sofra tuzu ise o kadar değişik işlemlerden geçirilir ki özelliğini kaybeder. Düzenli tüketimde karşımıza kaslar, kemikler, böbrekler ve kalp açısından onarılamayacak sorunlar çıkartır).
Saf haliyle ve günlük dozajı aşmamak kaydıyla, tüketilen deniz tuzu her şeyden önce tansiyonu dengeler ve vücuttaki su kaybını önleyici bir etki oluşturur. Bununla birlikte karaciğer, böbrek ve böbreküstü bezlerinin daha etkin bir şekilde çalışmasını sağlar. Aynı zamanda deniz tuzu, bağışıklık sistemini de destekleyerek güçlendirir. Deniz tuzu doğal olması sebebiyle, okyanusta varolan tüm doğal vitaminleri vücudunuza aktarır.
Bildiğiniz gibi tüm turşuları pörsümemesi ve diri kalması için deniz tuzuyla kuruyoruz. Çünkü deniz tuzu doğallıyla sebzeyi koruyarak çürümesini önlüyor. Halbuki soframızda salatalarımıza koyduğumuz rafine sofra tuzu tüm sebzeleri anında yumuşatıyor... Sadece bu durum bile, rafine sofra tuzunun bir hücreyi nasıl etkileyerek çürüttüğünün bir göstergesi...
Ayrıca bakınız: Rafine Sofra Tuzu ve Özellikleri
Himalaya Tuzu ve Özellikleri
Sağlıklı günler dilerim :o)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder