ULUDAĞ ET LOKANTASI (Florya - İstanbul)

Çocukluğumdan beri vazgeçemediğim bazı mekanlar var. Uludağ Et Lokantası da bu mekanlardan biri. Hani genelde çocukken aldığımız tadı, büyüdüğümüzde "tadını bozdular, eskisi gibi değil artık" diyerek eleştiririz ya. İşte Uludağ et lokantası benim için bu tezi çürütüyor. Çünkü ilkokul yaşlarındayken bu mekandan aldığım tat ve keyif ne ise, hala aynı...

Restauranta 4 kişi birlikte gittik. Hemen şunu belirteyim, bu restauranta oldukça uzak bir mesafede oturuyorum ve korkunç pazar trafiği bile beni yolumdan döndüremedi ya da "niye gidiyoruz ki bu pazar gününde" dedirtmedi. Her gidişimde aynı hevesi ve heyecanı duyuyorum desem yalan olmaz.



Mekanın gerek otoparkı gerekse de içi çok ferah ve büyük. O nedenle yer bulma sıkıntınız olmuyor. Denizin hemen yanında olması dolayısıyla da manzaranın keyfini doyasıya çıkartabiliyorsunuz.

İçeri girer girmez mekanın ferahlığını ve doğru ışıklandırmanın huzurunu hissedebilirsiniz. Yıllardır değişmeyen dev tasarım diyebileceğim kristal avizesi ise ışıl ışıl bir şekilde yüzünüze yansıyor.

Ve masamıza geçer geçmez, garson menüleri getirdi. Gerçi yıllardır gittiğimden menüye ihtiyacım yoktu, çünkü menüde ne olduğunu çok iyi biliyordum. Yine de sizlere bilgi açısından yazayım: Birçok et çeşidi (köfte, kuzu tandır, pirzola, bonfile, fileto, dana şiş, kaşarlı köfte, döner, piliç çeşitleri, kaşarlı bonfile, kuzu şiş vs.), meşhur uludağ yani iskender kebap, zeytinyağlılar (lahana sarma, zeytinyağlı enginar vs tutun da patlıcan pilakiye kadar), meze türleri (çerkez tavuğu, amerikan salata, haydari vs..), ara sıcaklar (içli köfte, çiğ köfte, börek, mantarlı pilav, fırınlanmış mantar vs..)...

Başlangıç olarak kendi yapımları pofuduk pide eşliğinde tulum peyniri, ceviz ve tereyağı getiriyorlar, ama kendimizi diğer yiyeceklere sakladığımızdan garsona getirmemesini rica ettik. Bundan dolayı sadece pofuduk pidemiz geldi.

İlk önce atıştırmalık olarak çiğ köfte ısmarladık. Belki Urfa'lı olanlar bana kızabilirler ama bu restaurantta yediğim çiğ köfteyi hiçbir yerde yemedim. Baştan söyleyeyim çiğ köfte etsiz değil, etli :o) Zaten çiğ köftenin etsizini de ben sevemiyorum, çünkü kısırın köfte yapılmış hali gibi geliyor :o) Etinin tadına vara vara yediğim çiğ köftenin yanında, acılı şalgam suyu tükettiğimden iki gıdanın acısı birleşti ve gözlerimden yaş geldi ama inanın değerdi :o) Pişman değilim yine gitsem yine acılı şalgam suyuyla tüketirim :o)

Çiğ köftenin tadı damağımızda kalmışken ara sıcak olan içli köfte servisi yapıldı. Anladığım kadarıyla içli köfteyi önce haşlayıp sonra kızartmışlar. Ben daha çıtır halini seviyorum. Bu nedenle haşlanmayıp direk kızartılsaydı sanırım benim ağız tadıma daha uygun olurdu. Ancak içli köfte gerçekten çok ince oyulmuş ve iç malzemesi çok zengindi. Hem cevizi hem de kıymasını eşit miktarda hissediyorsunuz. Bu nedenle sadece içini yemek bile çok keyifliydi, ben sadece içini yemedim tamamını keyifle tükettim diyebilirim :o)

Veee benim için menünün baş kahramanı iskender kebaplarımız her zamanki ritüelle geldi (restaurantın menüsünde ismi "Uludağ Kebap" olarak geçiyor). Önde kebapları taşıyan garson. Hemen arkasında bu mekanın özel yaptığı domates sosunu taşıyan bir başka garson ve onun arkasından da mis gibi kokusu uzaktan bile gelen erimiş tereyağının tavasını taşıyan 3. garson. Önce tabaklarımız konuldu. Sonrasında arzu edenlere ekstra domates sos ve tereyağ döküldü. Eh oraya kadar gitmişken bunlardan ekstra koydurmamak olmaz diyerek hepsini bayıla bayıla "ay tabi hatta benimkine bol bol dökün" diyerek kabul ettik :o) İskenderin döneri kıymadan değil etten yapılmış. Ve döner olabildiğince ince kesilmiş. Böylece çatalınızı batırdığınızda ipek eşarp gibi çatalınızdan sarkıyor. Bu yumuşaklığa bayıldım. İskenderin en üzerinde şişte pişirilmiş ince uzun 3 adet özel köfte vardı. Köfteler pişerken suyunu hiç kaybetmemiş, gayet yumuşak ve ağızda eriyen bir tada sahip. İskenderin yanındaki yoğurt da restaurantta yapıldığından çok taze, mis gibi süt kokuyordu. Etin bir kısmını yediğinizde alt kısmında küp küp doğranmış pideleri görüyorsunuz. Pideler tam kıvamında. Ne çok fazla soslanıp mayışmış, ne de kupkuru. Tam orta kıvamda, hafif tereyağlı, biraz çıtır ve biraz domates soslu. Anlayacağınız büyük bir keyifle tadına vara vara iskenderlerimizi yedik.

Masada bir kişi iskender yerine 3 çeşit ızgaradan azar azar istemişti. İlk başta döner ve pilav geldi. Zaten iskender kebapda dönerin güzelliğini anlatmıştım. O nedenle tekrar bahsetmiyorum.

Ardından ızgara köfte geldi. Köfteler de iskender kebabın üzerinde sunulan ince uzun özel köftelerdi. Aynı şekilde yine yumuşak ve suluydu.

Son olarak ise koç yumurtası geldi ki bunun da çok profesyonelce marine edilip pişirildiğini söyleyebilirim.

Çikolata ve dondurma da dahil olmak üzere tatlı gıdalarla arası hiç olmayan bir insan olarak ben yemeğimi bu aşamada tamamladım ve kahve rica ettim.

Ancak masadakiler tatlı olarak künefe ve sütlaç sipariş ettiler. Sütlaç hemen geldi, ve hem fırınlanması hem de kıvamı çok güzel görünüyordu.

Künefe ise 10-15 dakika sonra geldi. Çünkü taze hazırlanması gerekiyor. Bir müddet sonra üzerindeki kaymağıyla sıcak künefeyi servis yaptılar. Yiyenlerin yüzlerindeki ifadeden tadının ne kadar iyi olduğunu anlayabiliyordunuz :o)

Daha önce geldiğim zamanlarda da mantarlı pilav, tavuk şiş, fırında mantar, çerkez tavuğu, kuzu tandır, zeytinyağlı enginar vs. gibi gıdaları da yemişliğim vardır, hepsi için mükemmeldi diyebilirim. Kısaca bu restaurant benim için vazgeçilmez. Ne yapsalar gerçekten en iyisini en iyi malzemelerle yapıyorlar ve aşçıları da çok çok başarılı. Servis çok hızlı ve garsonlar hep güler yüzlü. Garson asla başınızda beklemiyor ama o kadar profesyoneller ki bir şeye ihtiyacınız olduğunda anında geliyorlar. Bu mekana puanlama verebilseydim tam puanı gönül rahatlığıyla verebilirdim.

Fiyatlar kısmına gelirsek...Böyle bir mekan için çok uygun diyebilirim. Hem 5 yıldızlı bir restaurant, hem ortam ferahlığı, müziğin çooooookkk kısık olması ve bu nedenle çok rahat sohbet edebilmeniz, çocuklu aileyseniz çocuk oyun alanının hem restaurantın içinde hem de yazın dışarda olması. Aynı zamanda deniz manzaralı terası (çocuğunuz oyun oynarken rahatlıkla yemeğinizi yiyebilirsiniz).... Hatta üşenmeyip yazayım:
1 porsiyon iskender 30 tl
1 porsiyon çiğ köfte 11 tl
1 adet içli köfte 12 tl
3 çeşit ızgara 38 tl
Sütlaç 10 tl
Künefe 19 tl
Biz 4 kişi tabir yerindeyse tıka basa yedik (ki iskenderleri 1,5 porsiyondan hesap edin :o), ayrıca çiğ köfte de 3 porsiyon yedik :o)... Tüm içecekler ve her şey birlikte 250 tl tuttu. Bu kadar lüks bir yer için bu fiyatı bulmanız çok kolay değil. Mutlaka gitmenizi bu mekanın keyfini sürmenizi tavsiye ederim.

Sevgiler :o)