3 Mart 2014 Pazartesi

ZAYIFLI-YORUM



Bünye olarak ne kadar yesem de kilo almayan bir sisteme sahibim. Bu nedenle kilo vermek için hiçbir diyet yöntemini denemedim.

Ama size beslenme tarzımdan bahsedebilirim:

- Kesinlikle sevmediğim için çikolata ve dondurma da dahil olmak üzere hiçbir tatlı çeşidini yemem,

- Acı, tuzlu ve ekşi yemeklere bayılırım. Hatta bulursam urfa biber salçasını kaşık kaşık gözümden yaş gelerek yerim. Acı sevdam öyle boyutlardadır ki çok beğendiğim bir pul biberi de sade sade yerim :o)

- Genelde ekmek tüketmem, bana göre ekmek yemeğin tadını değiştiriyormuş gibi gelir. Bu nedenle çok çok ender ekmek yediğimi söyleyebilirim,

- 3 öğün dolu dolu yerim, öyle ki mantıyı bulursam 2 tabaktan aşağı bırakmam. Hatta Tekirdağ köftecisine gidip bir oturuşta 73 köfte yemişliğim vardır (evet garson da inanamamıştı!).

- Yemekleri tam yağıyla, tuzuyla severim. Öyle kuş kadar yağ konulmuş tuzsuz yemeklerin yüzüne bakmam...

- Fındık-fıstık-cips-popcorn gibi atıştırmalarım yok denecek kadar azdır. Hatta senede en fazla iki defa tükettiğimi söyleyebilirim. Kilo almamak için değil canım çekmediğinden yemem,

- Tencere yemeklerine bayılırım. Pizza, hamburger gibi gıdalarla doymadığımı hissederim ve ağzım kuru kuru kalır. Örneğin benim için tavuk suyuna çorba, nohutlu pilav ve cacıktan oluşan bir menü her tür pizzadan ve hamburgerden daha iştah açıcıdır.

- Akşam yemeklerim düşündüğünüz gibi erken saatte değil, işlerimi bitirip eve dönmem 9'u bulduğu için 9'dan sonradır...

- Hiçbir öğünümü ayakta kokteyle katılmışım gibi yemem. Yemek masasında oturuyor olmalıyım ve masada peçetem, solda çatalım sağ tarafta bıçağım, porselen tabağım ve tabağımın sağ üst tarafına yerleştirdiğim bardağım olmalı.

- Benim için gece otururken bir kase dolusu ikiye bölünmüş ve tuzlanmış kiraz domates, varsa tuza banıp yediğim yeşil erik, kütür kütür kabuğu soyulmamış çengelköy salatalığı, ekşi elma ya da nar gibi bir meyve en güzel atıştırmalıktır. Bunları sağlıklı olsun diye değil gerçekten canım çektiği için yerim.



Gelelim tokluk hissi yaratmak ya da zayıflamak için neler yapılabileceğine dair küçük ipuçlarına:

- Meşhur sözü hatırlatayım: Kahvaltıyı kral gibi, öğle yemeğini dükler gibi, akşam yemeğini ise fakirler gibi yiyin,

- Sadece belli bir süre sıkı diyet yapmakla verilen kilo çok çabuk alınır. Bu nedenle beslenme düzeninizde size nelerin kilo aldırdığını kendinize bahane üretmeden bulup, beslenme düzeninizi tamamen değiştirin (bahane üretmeden diyorum. Çünkü kiminle kilo konusunda konuşsam: "aaa bizim evde her akşam mutlaka pilav yenir" ya da "çalışan insanım dışarda yemek yemeğe mecburum" gibi aslında kendimizi kandırmaya yönelik savunmalar duyuyorum. Bu nedenle bahane üretmeden yanlışlarınızı bulun ve değiştirin)

- Oturup kağıt kalem önünüzde bir hafta boyunca tam olarak neler yediğinizi tüm atıştırmalıklarıyla ve içtiğiniz sıvılarla beraber yazın. Sizce neleri yanlış yapıyorsunuz?

- Yemekten 15 dakika önce su içip yemek esnasında herhangi bir içecek tüketmeyin. Böylelikle yemek yerken ağzınızda kuruluk hissi oluşacağından yemeği daha az yiyeceksiniz.

- Kahve, çay, meyve suyu gibi içecekler kesinlikle suyun yerini tutmaz. Bu nedenle gün içinde bol su tüketin.

- Herkesin söylediği gibi yavaş yavaş yiyin diyeceğim. Hani küçükken annelerimiz "yemekle oynama" derdi ya. Şimdi tam tersini söyleyeceğim. Tabağınızdakini çok küçük lokmalara bölün. Bu esnada bile süre geçecek ve sizinle yemek yiyenler tabaklarının sonuna yaklaşmış olacaklar. Sonra da küçük lokmalarınızı tek tek ağzınıza atın. Bir lokmayı yutmadan diğerini yemeyin.


-Yemekten önce çiğ olarak 1 yemek kaşığı deretounu yemek iştahınızı biraz olsun kapatır.

- Yemeğin üzerinden 2 saat geçmeden meyve yemeyin. Yoksa yediğiniz meyvelerin şekerleri vücudunuza yağ olarak depolanır. Meyve aç karnına ve makul miktarda yenmelidir.

- Maydanoz suyu, greyfurt suyulimon suyu, elma sirkesi gibi zayıflatacağına inandığınız sıvılar sadece vücuttan su attırır. Yağlarınız ise olduğu gibi durur. Bunu bir deneyle de gözlemleyebilirsiniz. Bir paket margarinin üzerine bu sıvılardan herhangi birini dökün. Erime oldu mu??? Dediğim gibi bu sıvılarla sadece vücuttan su atarsınız. Bu suyu ise içtiğiniz birkaç bardak suyla tamamlarsınız... Bu nedenle boşu boşuna mide ve yemek borularınıza hasar vermeyin.

- Mutfağınıza sağlıksız, kilo yapacak gıdalar almayın. Belki annesiniz ve çocuklarınız var. Bu nedenle kek-kurabiye gibi gıdalar yapıyorsunuz. Unutmayın ki şekerin (beyaz, rafine ya da esmer şeker hiç fark etmez) çocuklar da dahil kimseye faydası yok. Çocuğunuza her tatlı yedirdiğinizde onun karaciğerini zorladığınızı unutmayın. Bence bir çocuğa rafine şekerle yapılmış ürünler yedirmek, çocuğun yüzüne sigara dumanı tüttürmek kadar zararlı. Çünkü vücut doğuştan doğal olarak kendi şeker enzimlerini üretebiliyor. Dışardan yedirilen tatlılarla (dondurma, muhallebi gibi sütlü tatlılar da dahil olmak üzere), karaciğerin bu görevini sonlandırıyorsunuz. Çocuk doğduğu anda siz verene kadar şeker tadını bilmiyor. Bu nedenle tanıştırmamakta fayda olduğunu, meyvelere alıştırılması gerektiğini düşünüyorum.

- Daha önce bahsetmiştim. Tatlı hiç yemiyorum ve canım hiç çekmiyor. Şeker de bir bağımlılıktır, bırakması sizi başlangıçta zorlar ancak bir müddet sonra vücudunuz kendi üretimine başlayabildiğinden canınız çekmeyecektir.

- Gün boyunca evdeyseniz ve yemekten başka bir şey düşünemiyorsanız öncelikle televizyondaki yemek kanallarını izlemeyin ve mutfak haricinde de uğraşabileceğiniz bir hobi edinin.

- Ve son olarak hareket edin, zamanınız varsa spor yapın. Yoksa en azında asansör kullanmamak, arabayı olabilecek en uzak yere park edip gidilecek yere yürümek de çok işe yarar.

- Kesinlikle öğün atlamayın,

- Günlük 7-8 saatten az uyumayın. Düzenli uykuyu tercih edin.

- Ters tabak yöntemini kullanın: Çorba gibi sıvı gıdaları düz tabakta, pilav, makarna gibi gıdaları da küçük çorba kaselerinde yiyin. Böylece istesenizde tabağınıza fazla koyma şansınız olmayacaktır.

- Acı gıdalar metabolizmayı çok hızlandırır. Yiyebildiğiniz kadar acı tüketin.

Sağlıklı günler dilerim :o)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder