8 Mayıs 2014 Perşembe

LİMONATA MUTFAK&BAR (ETİLER - İSTANBUL)


Geçen gün bir arkadaşımla beraber Etiler'deki Limonata Mutfak&Bar'a gittik. Öncelikle atmosferin nasıl olduğunu anlatayım.

Döşeniş şekli rustik ve country karışımı olmuş ama daha çok rustik ağırlıklı. Örneklemek gerekirse, hani Elvis Presley, John  Travolta gibi sanatçıların filmlerinde gördüğümüz cafe tarzı yerler vardır. Sanırım Limonata Mutfak&Bar'ı da bu filmlerdeki yerlere benzetmem yanlış olmaz. Benim hoşuma giden bir döşeniş tarzıdır, beğenmeyenler fazla karışık ve gereksiz renkli bulabilirler. Bu düşünceye de çok saygım olur, çünkü özellikle kırmızı renk biraz fazla kullanılmış. Dediğim gibi beni rahatsız etmedi.

Beni rahatsız eden en önemli konu çıs tak çıs tak dediğimiz tarzda bir müzik olması ve müziğin volümünün sohbet etmeyi engelleyecek kadar yüksek açılması. Restoranlarda müziğe karşı değilim. Belki diyeceksiniz ki "Barmış gittiğin yer, müziğin açılması normal".. Ama bizim gittiğimiz saat tam olarak akşam yemeği yenen henüz barlara doluşulmayan bir saatti ve bu mekan akşam yemeği de verdiğini iddia eden bir kurum. Eh akşam yemeği veriyorsan bar kavramının dışına çıkıyorsun demektir... Bu nedenle müzik sistemlerini yanlış bulduğumu ve rahatsız olduğumu söyleyebilirim.


Mekanın iç ve dış oturma alanları bulunuyor. Biz dışarıda oturmayı tercih ettik. Önce bizi ortalarda bir masaya buyur ettiler ama müzik o kadar yoğundu ki, kenar köşede bir masaya geçmeyi tercih ettik. Böylece yoğun sesten biraz da olsa kurtulmuş olduk.

Garsondan menüyü istemek biraz zahmetli oldu. Çünkü bir kısmı müşterilere bakmak yerine kendi aralarında sohbeti tercih ediyordu. Neyse ki uğraşılarımız sonucu bir garson bize menüyü getirdi. Menüde çok fazla seçenek vardı. Bu tür yerlerde benim tecrübem hep şu yönde: Çok fazla yemek yapıldığında hepsine gereken özen gösterilmiyor ve birçoğu başarısız çıkıyor. Bu nedenle tek konulu restoranları daha çok beğeniyorum. Örneğin et yenecekse "et lokantasında", mantı yenecekse "mantı - çiğ börek restoranında", italyan yemekleri için "İtalyan restoran" gibi...

Öncelikle içeceklerimiz geldi. Hem arkadaşım hem de ben soda istemiştik. Sodaların içinde limon dilimi ve bir adet de mor üzüm vardı. Sunumu çok beğendim, içmesi de sunumu kadar zevkliydi diyebilirim.


Başlangıç olarak ortaya nachos ve guacamole sos istedik.

Nachoslara (Meksika mısır cipsi diyebilirim) bayıldım. Kendileri yapmışlar. Çok gevrekti, baharat ve tuzu tam ayarlanmış, yedikçe yedirten cinstendi. Hatta yemeğim bittiğinde doymuş olmama rağmen nachoslardan birkaç tane daha yedim daha doğrusu çıtırdattım diyebilirim. Benim için çok eğlenceli bir deneyimdi.


Nachosların yanında guacamole sos sunulmuştu. Guacamole sos avokado ile yapılan bir çeşit dip sostur. Aslında içeriği tam kıvamındaydı ancak avokado çok iyi ezilmemişti, bu nedenle içeriğinde büyükçe avokado parçaları vardı ki bu da ağzımıza sadece avokado tadı gelmesine neden oluyordu. Eğer iyi ezilmiş ve karıştırılmış olsaydı bu sos için mükemmeldi diyebilirdim.


Arkadaşım ana yemek olarak Tavuklu Sezar Pizza söyledi. Pizzasının hamuru ince ve gevrekti, çok güzel görünüyordu. İçeriğinde sezar sosla beraber, göbek salata, ızgara yapılmış tavuk parçaları, eritilmiş peynir, kapari meyvesi, kapari çiçeği ve birkaç yeşillik daha bulunuyordu. Pizzadan hiç tatmadım ama arkadaşım sevmediğinden kapari çiçeklerini bayıla bayıla ben yedim diyebilirim.


Sipariş ettiğim ana yemek ise çıtır yufka içinde tas kebabıydı. Çıtır yufkada sunulması hoştu. Yufka piştiğinden dürüm ekmeği gibi kullanma şansım oldu. Tas kebabına gelince. Salçası gerçekten çok fazlaydı içimi kaldırdı diyebilirim, çok ağır geldi. Tuz oranı ise öyle yüksekti ki yemeğin tadı şap gibiydi desem yanlış olmaz. Etler çok yumuşak pişmişti ama tuz tadı hepsini bastırıyordu. Sanırım aşçıları tuzu çok seviyor. Tuz ve salça oranının yüksekliğinden bu yemeğe puanım düşük.



Hesabı tam olarak bilemiyorum çünkü arkadaşım beni davet etmişti. Ancak menüde gördüğüm kadarıyla orta halli bir aile için yüksek fiyatlar. Eğer Etiler gibi lüks bir semtte bir mekan olarak düşünürseniz o zaman normal bulabilirsiniz.

Tekrar gider misin? diye soran olursa ona da cevap vereyim. Hayır tekrar gelmeyi düşünmem. Gitmememin en büyük sebebi müzik sistemi olurdu. Yoksa benim yediğimden daha iyi yemekleri olduğunu düşünüyorum.

Bu arada tatlı sevenler için hatırlatma yapmış olayım. Oldukça fazla pasta çeşidi içeren bir pasta dolapları var. Sanırım hepsi kendi imalatları. Tatlı sevmediğimden çok ilgimi çekmedi ama seven için epey güzel olduğunu düşünüyorum :o)

Ağız tadınızın bol olduğu güzel günler dilerim :o)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder