Dergi niteliğinde hazırladığım bloğumda yemek tariflerinden restaurant yorumlarına, ev yapımı güzellik ürünlerinden kocakarı yöntemlerine ve çeşitli konular içeren kişisel yazılara kadar birçok konuyu bulabilirsiniz. Tüm tarifleri evimde uygulayıp fotoğrafını çektiğimi de belirteyim :o) Kayıt olmadan yorum yapmayı arzu ederseniz, yorum bölümündeki yorumlama biçimini "anonim" olarak seçebilirsiniz. İyi eğlenceler :o)
28 Şubat 2014 Cuma
GRİP GÜNLÜĞÜ
Nezle, grip gibi soğuk algınlıklarında ne vitamin ilacı ne de herhangi bir antibiyotik, ağrı kesici gibi ilaçları kullanmıyorum. Bunun yerine her defasında evde yaptığım doğal yöntemlerle hastalığı iyileştiriyorum.
Bu akşam (bu akşam dediğim bugün 26. Şubat çarşamba) kendimi çok halsiz hissediyorum, öksürüyorum ve burnum tıkanmaya başladı. Yanında gelen hapşırıklar ise soğuk aldığımın en büyük belirtileri.
Bu yazımda iyileşene kadar günlük şeklinde hastalığı iyileştirmek için neler yaptığımı saat saat yazacağım:
26. Şubat akşamı Saat 19:04:
Biraz önce ateşimi ölçtüm 37 çıktı, halsizliğin en büyük sebebi bu olsa gerek.
Neyse ki dün tavuk suyu yapmıştım. Hemen tavuk suyuna çorba yapmalıyım (halsizlik ne kötü, kolumu kaldıracak halim yok :o(
Çorbayı yaparken bir yandan da keçiboynuzu çayı demliyorum. Çorbayı bitirdikten sonra içerim.
Öksüre, hapşıra tavuk suyuna çorba yapıp içine bol karabiber ve bir büyük limonun suyunu sıkıp içtim (Offfff amma acı olmuş burnumdan çıktı acısı...)
26. Şubat akşamı saat 20:36:
Çorbayı içip mutfak penceresini havalanması için açtım (nezle-grip gibi soğuk algınlıklarında ortamın mikrop üreyecek kadar sıcak olmaması ve sık sık havalandırılması gerekiyor). Salondaki koltuğa uzandım ve şimdi televizyon izliyorum.
Bir yandan da keçi boynuzu çayımı içiyorum.
26. Şubat akşamı saat 21:47:
Derece ateşimin 38 olduğunu gösteriyor. Ateşimi düşürmem lazım, çünkü çok titriyorum (bir yandan da buraya kısa kısa yazıyorum). Yerimden zorlukla kalkıp sirkeli su yaptım, birkaç temiz küçük havlu alıp bu suya batırıp el ve ayak bileklerime, alnıma koydum. Üstümü çok sıkı örtmemeye gayret ediyorum ki ateşim düşsün (çok üşüyorum :o(.
Havlular ısındıkça tekrar suya batırıp sıkarak bu işlemi 5 defa tekrarladım (her defasında 10 dakika bekleterek).
Ateşimi tekrar ölçtüm 37,5 olmuş.... Yaşasın :o)
1 tane narı ayıkladım, şimdi yiyeceğim.
26. Şubat akşamı saat 22: 53:
Hastalıktan sanırım çok uykum geldi. Yatacağım. Salonun penceresini havalanması için açıp odama gidiyorum.
Odamdaki sehpanın üzerinde bir parça pamuk, tentürdiyot, vicks ve içinde havluların olduğu sirkeli su var.
Yalnız yaşamanın en zor taraflarından biri sanırım sırtıma tek başıma tentürdiyot sürmek zorunda kalmam. Ve sırtıma tentürdiyot sürmeyi başardım.
Ardından ayak tabanlarıma vicks sürüp çoraplarımı giydim.
Şimdi uyuyacağım iyi geceler...
27. Şubat sabah saat 08:06:
Uyanır uyanmaz hapşırıklar başladı.
Hemen sırtıma tentürdiyot sürüp ateşimi ölçtüm: 37,5 derece
Ayak tabanlarıma vicks sürüp çorap giydim.
Sirkeli su yapıp ve yine alnıma-bileklerime koyup ateşin düşmesi için uğraştım.
Tekrar ateşimi ölçtüm: 37,1
Burnum akıyor, sesim genizden geliyor. Tabir yerindeyse üzerimden kamyon geçmiş gibi hissediyorum.
Canım bir şey yemek istemiyor ama kahvaltı yapmam lazım.
27. Şubat sabah saat 09:14:
Odanın penceresini havalanması için açıp mutfağa gidiyorum.
Önce dün akşam açtığım mutfak penceresini kapattım. Daha sonra öğrencilerimi arayıp derse gelemeyeceğimi hasta olduğumu söyledim. Evde kalıp dinlenmem gerekiyor.
Keçiboynuzu çayını demlenmesi için demliğe koydum.
İki tatlı kaşığı zencefilli bal yedim (tatlıdan gerçekten nefret ediyorum şeker tadı içimi kötü yapıyor :o(....
Peynir, domates, salatalık ve zeytinden oluşan kısa bir kahvaltı yaptım.
Üzerine de bir tane nar ayıklayıp yedim.
27. Şubat sabah 10:20:
Mutfak penceresini açıp, keçiboynuzu çayımla birlikte salona yayıldım (tabi ki salonun dünden açık olan penceresini kapatmayı unutmadım).
Bir bardak keçiboynuzu çayımı içtim. Bu arada bu defa yaklaşık 5 bardak olacak kadar keçiboynuzu çayı yapmıştım. Gün boyu içeceğim.
Ateşimi düşürmek için bir kez daha sirkeli su yaptım.
Biraz uyumalıyım, çok halsizim.
27: Şubat öğlen saat 12:08:
Uyanıp ateşimi ölçtüm: 36,7... Güzeeell uğraşlarım sonucu ateşin yükselmesine fırsat vermiyorum.
Öksürüklerim daha azaldı, en azından artık öksürdüğümde boğulur gibi olmuyorum.
Tekrar sirkeli su yaptım.
Ateş derecesi: 36,5 :o)
27. Şubat öğlen saat 13:04:
Mutfağa geçerken salonun penceresini açmayı ihmal etmedim.
Ve tabi ki mutfak penceresini kapattım. Tavuk suyuna çorbayı ısıtıp yine bol karabiber ve bol limonla içtim ve yine acısı burnumdan geldi :o)
Çorbamı içerken bir başka demlikte şifa çayı demledim
Çorbam bitince çayımı alıp yine salondaki koltuğuma geldim (pencere kapatıp-açma işlemlerim devam ediyor :o)).
Bir yandan şifa çayımı yudumluyor bir yandan televizyona bakıyorum.
27: Şubat akşamüstü saat 15:20:
Bir bardak keçi boynuzu çayı daha içtim.
27. Şubat akşamüstü saat 17:00:
Karabiberli ve limonlu olarak bir tabak daha tavuk suyuna çorba içtim.
Ateşim: 36,5
Burun tıkanıklığımı gidermeliyim.
Su kaynatıp vicksle buhar banyosu yaptım.
27: Şubat akşamüstü saat 18:10:
Bir bardak şifa çayı içtim.
27. Şubat akşam saat 19:30:
Ve yineee tavuk suyuna çorba (neden hala bitmediğini merak ediyorsanız söyleyeyim: Çünkü çorba 6 kişilik, Bu nedenle rahatlıkla içiyorum)
Çorbadan sonra iştahımın daha açıldığını hissettim ve 2 kaşık da pilav yedim.
Yine bir tane narı ayıklayıp kaşık kaşık yedim.
Keçiboynuzu çayımla salona geldim :o) (buradaki koltukla birbirimize epey bağlandığımızı söyleyebilirim :o)
27. Şubat akşam saat 21:00:
Ateşimi ölçtüm: 36,3... (Kendimi tebrik ediyorum :o)
Kendime koca bir kase bol limonlu yeşil salata yapıp yedim (dün akşamdan beri doğru düzgün fazla bir şey yiyemediğimden açım :o)
27. Şubat akşam saat: 22:37:
Bir bardak şifa çayı içtim.
Biraz film izleyeceğim.
27. Şubat akşam saat 00:12:
Çok uykum geldi.
Uyumadan önce sırtıma tentürdiyot, ayak tabanlarıma vicks süreceğim.
Şimdiden iyi geceler...
28: Şubat sabah saat 07:52:
Uyanınca bu defa hapşırmadım :o)
Ateşimi ölçtüm: 36,6 :o)
Kahvaltı yapmalıyım.
28. Şubat sabah saat 08:16:
Kahvaltıdan önce 2 tatlı kaşığı zencefilli bal yedim.
Zeytin, peynir, domates, salatalıktan oluşan kahvaltımı yaptım. Yanında da bir bardak şifa çayı içtim.
Hemen sırtıma tentürdiyot sürüp, hazırlanıp evden çıkmam lazım.
28:Şubat akşam saat 20:04:
Şimdi eve geldim, çalışan kadın olmak zor ama çalışmak beni evde oturmaktan daha mutlu ediyor. Kısaca yorgun ama mutluyum :o)
Kurt gibi açım. Öğleyin bir tabak mercimek çorbası içtim (bol limonlu ve pul biberli), yanında ise limonlu salata ve cacık yedim.
Bir tabaklık daha tavuk suyuna çorbam var. Isıtıp yiyeceğim.
Yanına da küçük bir porsiyon muhammara yapıyorum ki iyileşmemde yardımcı olsun.
28: Şubat akşam saat 21:27:
Yemeğim bitti keçiboynuzu çayımı alıp salona geldim.
Fark ettim ki iki saattir burnum hiç akmıyor ve hapşırmadım. Öksürüğüm yok denecek kadar az.
Ateşimi ölçüyorum: 36:2... sonunda :o)
Film izlerken yemek için bir tane nar ayıkladım.
28. Şubat akşam saat 23:49:
Uykum geldi.
Sırtıma tentürdiyot, ayak tabanlarıma vicks sürüp yatacağım.
İyi geceler :o)
29: Şubat (yani bu sabah) saat: 08:45:
Ateşimi ölçtüm: 36... Başardııııııııııııımmmmm :o))))
Hapşırmıyorum...
Sesim artık normal çıkıyor, genizden gelmiyor...
Burnum tıkalı değil...
Öksürmüyorum :o)
Kısaca: İyileştiiiiimmmm :o)
Doğal yöntemleri seviyorum. Ayrıca çok uzun yıllardır vitamin, antibiyotik, ağrı kesici gibi ilaçlar kullanmadığım için bağışıklık sistemimin güçlü olduğunu düşünüyorum.
Sizlere de sağlıklı günler dilerim :o)
Gripten tam da söylediğiniz gibi tavuk suyuna çorba, öksürükten de keçiboynuzu çayıyla çıkıyoruz ailecek. İlaçtan daha etkili oldu ���� Sağolun
YanıtlaSilÇok sevindim :o))))) Size ve ailenize bol bol sağlık dilerim, çok sevgiler :o)
Sil